Allah Bana İkinci Bir Şans Verdi

                         Canım Tüpüm
   
     Herkese merhaba. Bugünkü yazımda, hamileyim diye gittiğim doktordan nasıl tüpüm alınarak döndüğümü ve nasıl ölümden döndüğümü anlatıyor olacağım. Yazıma başlamadan önce minicik bir hatırlatma yapmakta fayda görüyorum. En ufacık bir sağlık sorununuz dahi olsa, asla ihmal etmeyin. O ufacık ve önemsiz diye düşündüğünüz şeylerin altından çok daha önemli sağlık sorunları çıkabilir. Hatırlatmamı da yaptığıma göre, yazıma başlayabilirim. Her şeyi en başından anlatacağım. 

     Ekim ayında 15 gün arayla, iki kez adet oldum ve son adetim bitmek bilmedi. Kendimi sürekli aç ve yorgun hissediyordum. En son bu tür belirtiler gördüğümde, Asya'ya hamileydim ve yeniden hamile olabileceğimi düşündüm. Adetimin 13. gününde eczaneden hamilelik testi aldım ve pozitif çıktı. Açıkçası karmaşık duygular içerisindeydim. Küçük bir bebeğim vardı ve iki çocukla nasıl baş edeceğimi bilemiyordum. Bir yandan da ikisi bir arada büyür gider, diye düşünüyordum. Eşim de benimle aynı düşüncedeydi. Kesinleşene kadar kimseye söylememe kararı aldık. Bir taraftan da adetim devam ediyordu ve benim genelde akşamları karın ağrım oluyordu. Hiç farklı bir şeyden şüphelenmedim. Bana göre, hamileydim ağrılarım ve kanamam da normaldi. İnternetten araştırdım, bu tür şeylerin olabileceği türünde şeyler yazıyordu. Ben de o yüzden hiç kötü bir ihtimal düşünmedim. 

     Adetimin 16. günü pazar akşamı yine karnım ağrımaya başladı. Bu seferki ağrı, biraz farklıydı. Çok şiddetliydi, ağrıdan iki büklüm olmuştum ve yüzümün de rengi solmuştu. Bana göre hâlâ her şey normal geliyordu. İlk hamileliğim çok güzel geçmişti ama bu kez ağrılı geçtiğini düşünüyordum. Perşembe günü randevu alıp, hastaneye gidecektim. Kayınvalidemin yoğun ısrarı üzerine pazartesi günü aile hekimliğine gittim, durumumu anlattım. Adetim 17 gündür devam ediyordu. Doktorumuz hemen apar topar hastaneye göndermeyi, hatta ambulansla gönderebileceğini söyledi. O an yanımda Asya da olduğu için, hemen gidemeyeceğimi ertesi gün gidebileceğimi söylememe rağmen, doktorumuz o gün mutlaka gitmem konusunda ısrarcı oldu. Doktorumuz düşük yaptığımdan şüphelenmişti ve daha fazla beklememem gerektiğini söyledi. 

     Sağlık ocağından eve geldiğimde, durumu anlattım ve apar topar hastaneye gittik. Acilden giriş yaptık, biraz bekledik. Öncelikle kan tahlili yapıldı. Düşük yaptığıma ihtimal vermediler. Normal gebelik olabileceğini söylediler. İkinci çocuk geliyor falan diye kısa süreli sevinç yaşadık hatta. Daha sonra kadın hastalıkları ve doğum doktoru geldi ve karnımda bir miktar sıvı gördüğünü söyledi. Ama kesinlikle normal gebelik olmadığını ve dış gebelik olabileceğini belirtti. Bana yatış yaptırmak istediğini söyledi. Ya kürtaj olmam gerekiyordu ya da ilaçlı bir iğne yapılacaktı. Bu ilaçtan sonra bebeğimi emziremeyeceğimi anlattı. Üzülmüştüm çünkü Asya'yı 2 yaşına kadar emzirmek istiyordum. Çoğunlukla emiyordu ve daha önce hiç ayrı kalmamıştık...O gece benim yanımda annem kaldı. Asya'ya da kayınvalidem baktı. Ertesi gün ilaç verilene kadar son bir kez daha emzirdim. 

     Hastaneye ilk geldiğimizde, yapılan kan tahlilinde Beta HCG değerim yani hamilelik hormonu yüksek çıkmıştı. Doktorum bu değeri düşürmemiz gerektiğini söylemişti. Daha önce anlatmış olduğu gibi, ya kürtaj yapılması gerekiyordu ya da ilaçlı iğne yapılacaktı. Doktorumla kürtaja karar verdik. Çarşamba günü kürtaj oldum ve karnımın içi temizlendi. Hastaneye ilk geldiğimizde, Beta HCG değerim 8000'lerdeydi, bayaa yüksekti. Kürtajdan sonra 9000'lere ulaşmıştı. Düşmesi gereken değer daha da yükselmişti, doktorum da çok şaşırmıştı.


     Ertesi gün yani perşembe günü öğleye doğru ilaçlı iğne yapıldı. Kürtajdan sonra da iğneden sonra da gayet iyiydim. Hatta cuma veya cumartesi taburcu olmaktan bahsediyorduk. Perşembe akşam yemeğinden sonra karnım ağrımaya başladı. O zamanlar yanımda teyzem duruyordu. Ağrıdan duramadığımı, hemşirelerden beni uyutmalarını istediğimi teyzeme söyledim. Serumuma ağrı kesici ilaç kattılar, uyutamayacaklarını söylediler. Bu süreçte eşim ve kayınvalidem arıyordu, kimseyle görüşecek halim yoktu. Onlar da şaşırdılar, çünkü sabah tam anlamıyla turp gibiydim. Daha sonra midem bulanmaya başladı ve istifra ettim. Aradan biraz zaman geçti, farklı bir doktor beni muayene etmek için odama geldi. Hemen odamızın karşısında muayene odası vardı. Yataktan kalktım ve "Başım dönüyor," dedim. Daha bir adım atamadan teyzemin ve doktorun kucağına bayıldım. Bu kısımları hatırlıyorum. Doktor çok panik olmuş, sağa sola bağırmış, hemen ameliyathaneye götürmüşler. Sedyeye yatırıldığımı hatırlamıyorum ama giderken ufacık yüksekliklerden bile geçerken karnımın çok acıdığını ve "Tüpümü almayın, tüpümü almayın." dediğimi hatırlıyorum. Kürtaj yapan doktorla o tür bir konuşma geçmişti aramızda, oradan biliyorum tüpümün alınacağını. Yine bayılmışım.
     Gözlerimi ameliyathanede açtım. Herkes panik halinde, bir yerlere koşturuyordu. Kimileri malzemeleri hazırlıyor, kimileri birkaç tane damar yolu açıyor, kimileri de bana evrakları imzalatmaya çalışıyordu. Beni sakinleştirmeye çalışan da vardı tabii. Meğerse iç kanama geçiriyormuşum, tüpüm alınacakmış. Ameliyatımı yapacak doktor anlattı bana. Açık ameliyat olacağı için teyzeme ve bana evrakları imzalattılar. Ameliyatım biraz uzun sürmüş. Gözümü açtığımda odamdaydım. Çevremde ailem toplanmıştı. Ameliyattan sonra 4 tüp kan takıldı, 1 tüpte ameliyattayken takılmış onu hatırlamıyorum. Sabaha kadar hemşireler 15 dakikada bir gelip, tansiyonumu nabzımı ölçtüler. Serumun biri bitiyordu, diğerini takıyorlardı. Kollarım mosmor olmuştu. Bugün, ameliyatımın üzerinden 16 gün geçmiş olmasına rağmen, daha morlukları geçmedi. 
     Ameliyattan sonra Beta HCG değerim 1400'lere düşmüştü. Doktor 0 olana kadar kontrole gelmem gerektiğini söyledi. Geçen hafta kontrole gittiğimde değerim 52'ye kadar düşmüştü. 1 hafta sonra tekrar kontrole gideceğim, umarım değerim sıfırlanmış olur.
     Taburcu olmadan önceki son kontrolümüzde doktorum: "Allah sana ikinci bir şans verdi, bu şansını iyi değerlendir." dedi. Gerçekten de öyleydi. O gün oradaki diğer hastalar, temizlikçiler, hemşireler hepsi de korkmuştu. Ve benim için iki tane iyi ki dediğim konu vardı. Birincisi iyi ki yanımda annem değil de teyzem vardı, çünkü annem çok panik olurdu ve belki de bayılırdı ve ikincisi ise iyi ki taburcu olmamıştık, hastanedeydik. Çünkü evimiz hastaneye çok uzak ve muhtemelen hastaneye yetişemezdim. Bunlar benim iyikilerim... 22 yaşındayım ve 2 günde 2 ameliyat olmuştum. Allah beni, çocuğuma ve aileme bağışlamıştı...
     Bugünkü yazım çok uzun oldu. Ama anlatmam gerekiyordu; hiçbir hastalık küçük ve önemsiz değildir. Benim adet sandığım şey meğerse kanamaymış. Kaç gündür kanamam varmış ama farkında değilmişim... Bu yüzden kendinizi takip etmeniz çok önemli. Ama her şeye de evham yapmayın, çok boşvermişlik de yapmayın, tam ortası en ideali...
     Yazımın sonuna gelirken yukarıdaki resim, benim alınan tüpüm. Doktorumuz fotoğrafını gönderdi bize, biz de herkese gönderdik tabii... Neyse, sözün özü kendinizi ve sağlığınızı asla ihmal etmeyin. Bütün hastalıklarda erken teşhis hayat kurtarır, unutmayın.
     Sağlıklı günler dilerim efenim...







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bebeğim Kaç Haftalıktı?

Doğum Çantasında Olması Gerekenler

Sancısız Doğum Mu Olurmuş?