Anne Şefkati

     Uzun zamandır anı paylaşmamıştım. Hadi şimdi paylaşayım.      Hamileliğimin son günleriydi. Hani derler ya "Eli kulağında." diye işte tam da öyle zamanlardaydı. Ha bugün doğacak, ha yarın doğacak. Gün sayıyordum açıkçası.       Bir gün eşim mesaiye kaldı. Biraz da işi vardı. Gece olmasına rağmen hala daha gelememişti. Kayınvalidem ve ben evdeydik. Tabii karnımda da bebiş. Hamileliğimin de son günleriydi başta belirttiğim gibi. O gün öyle bir yağmur yağıyor, gök gürlüyor, şimşekler çakıyordu ki anlatamam yani. Gök gürültüsü her zaman beni ürkütmüştür. Ama o gün her zamankinden daha fazlaydı ve hani filmlerde falan oluyor ya abartısız söylüyorum öyle bir gökgürültüsü ve yağmur vardı. Böyle durumlarda telefonumu da kapatırım. Kayınvalidem de uyuyordu. Onu da rahatsız etmek istemedim. Yatağıma uzandım, küçük bir çocuk gibi yorganımı kafamın üstüne kadar çektim. Gökgürültüsü devam ediyordu ve ben hâlâ yorganın içinde eşimi bekliyordum. Bir yandan da " Lütf

     Merhaba, sevgili anne adayları. Bir önceki yazımda hamilelikte mutlaka tüketilmesi gereken besinleri anlatmıştım ve şimdi de hamilelikte asla tüketilmemesi gereken besinlerden bahsedeceğim.      ■ İlk olarak hepimizin de bildiği üzere  çiğ veya az pişmiş et, balık, tavuk  gibi ürünler. Bu tür az pişmiş ürünler düşüğe veya doğum kusurlarına neden olabilir. Et ve tavuk gibi ürünleri hiç pembelik kalmayana kadar pişirmeniz en doğrusu olacaktır. "Hatır için bile olsa hamileyken çiğ tavuk yemeyin." bir dost...      ■ Çiğden bahsetmişken bunu da atlamayalım: Az pişmiş veya çiğ yumurta.  Az pişmiş yumurtalar bağırsak enfeksiyonlarına neden olabilir ve hamile kadının ishal olması da kaçınılmazdır. Ayrıca gıda zehirlenmesine de yol açabilir. Hatırlıyorum da küçükken rahmetli anneannem bize toz şekerli çiğ yumurta verirdi, sesimiz güzel olsun diye. Sonucu merak etmişsinizdir. Sonuç mu? Kimseden herhangi bir farkı olmayan, gayet sıradan bir ses. Boşuna içtik o kadar çiğ yum

     Merhaba sevgili anne adayları. Bu yazımda hamileyken mutlaka tüketilmesi gereken besinlerden bahsetmek istiyorum.      Öncelikle hamilelik demek, sadece kendin için beslenmek demek değildir ki bunu hepimiz biliyoruz zaten. Kendinle birlikte evladın için de beslenirsin. Yediklerine dikkat eder, ona zarar verecek veya onu rahatsız edecek yiyeceklerden uzak durursun. Neyse şimdi gelelim mutlaka tüketmen gereken yiyeceklere.       ~ Su: Her şeyin başı sağlıktır ve sağlıklı olmak için, su tüketimi şarttır. Normalde 8 bardak yeterli olurken, hamile bir kadın en az 10 bardak su tüketmelidir. Bebeğin gelişimi, içinde bulunduğu amnion sıvısı için ve annenin böbrekleri, bağırsakları kısacası sağlığı için su tüketmesi son derece önemlidir.       ~ Kalsiyum: Kalsiyum denildiğinde ilk akla gelen dişlerin ve kemiklerin sağlamlığıdır. Kalsiyum bebekler için de anneler için de çok önemlidir. Hamilelik döneminde yeterli miktarda kalsiyum almayan anne, ileriki yaşlarında kemik erim

     İlk hamilelik testi, 1971 yılında Hollanda'da ortaya çıkmıştır ve kadınlar tarafından büyük ilgi görmüştür. Bu testlerde bildiğiniz üzere, testin üstüne birkaç damla idrar damlatılır ve sonuç beklenir. Tek çizgi ise negatif, çift çizgi ise pozitif yani hamilesiniz. Peki, daha önceki dönemlerde kadınlar hamile olup olmadığını nasıl anlıyordu? Gelin şimdi hep birlikte eski dönemlerdeki kadınların nasıl hamilelik testi yaptığına bakalım.       》Şekerli Test           1 yemek kaşığı toz şeker           1 adet plastik kap      Plastik kaba toz şeker konulur. Şekerin üstüne de bir miktar idrar ilave edilir. İdrar ve şekerin tepkimesine bakılır. Birkaç dakika beklenir. Şeker konulduğu gibi duruyorsa eğer, sonuç pozitiftir. Şeker eriyip idrara karışmış ise yani şeker idrarda çözünmüşse hamile değilsiniz demektir. Bu test eski zamanlardan kalan, en güvenilir ve en kolay yöntemlerden biri olmuştur. Ayrıca eski dönemlerde yaşayan kadınlar, bu testten daha doğru sonuç alabilm

     Merhabalar, sevgili anne adayları. Bugünkü yazımda doğum çantamda neler vardı, bununla ilgili naçizane bilgi vermek istiyorum.      Hamilelik, yavaş yavaş doğuma doğru ilerliyor. Belki son aydasınız, belki günleri sayıyorsunuz. Doğumdan öncesinde, 6. aylarınızda doğum çantanızı hazırlamış olmalısınız ki beklenmedik bir durum gelişir ve bebek daha erken gelmek isterse, her an hazırlıklı olun. Neyse geçelim şimdi doğum çantasında olması gerekenlere.   Doğum Çantasında Neler Olmalı? 》》 Bunlar kendiniz için olması gerekenler: ¤°• Öncelikle en az 2 adet pijama olmalı. Gecelik veya pijama. Hangisiyle daha rahat oluyorsanız, onu giyin. Yalnız dikkat etmeniz gereken şey, giydiğiniz geceliğin yaka kısmının açılıyor alması gerekiyor. Emzirme açısından kolay olması için. ¤°• 1-2 paket hasta külodu veya gece pedi. Ben hasta külodu aldım. Hem kullanımı kolay, hem de rahatsız etmiyor. Aslında ben hiç almak istemedim. Çok gereksiz geldi. Kayınvalidem ebelerin isteyebileceğini söyle

     İnsan, düşünebilen ve hayal kurabilen bir varlıktır. Yaradılış gereği bütün canlılardan farklıdır. Bazı insanlar çok fazla hayal kurar, adeta hayal dünyasında yaşar. Bu tip insanlar toplumda çok fazla değer görmez, ciddiye alınmazlar. Aslında baktığımız zaman, her insan biraz hayalperesttir. Bunun en güzel örneği, her sene aralık ayında aldığımız piyango biletleridir.       Her sene aralık ayında bilet alırız. Şu zamana kadar hep almışızdır ve bundan sonra da  almaya devam edeceğiz. Üstelik hiç biletimize para çıkmaz. İşte her sene aralık ayında bileti almayla, hayal kurmaya da başlarız. "Şu para bir çıksa, hayatımız kurtulurdu. Ev alırdık, araba alırdık, şöyle yapardık, böyle yapardık..." diye uzayıp gider bu liste. Bazılarımız ise daha mütevazıdır. "Paranın tamamında gözüm yok. Bana 50 bin veya 100 bin çıksa, beni kurtarırdı." diye düşünür. Bu para da az bir meblağ değil, ama sonuçta paranın tamamını değil, belli bir miktarını istiyor. Mütevazı sayılır y

     Hamileliğimin son aylarına gelmiştim. Sanıyorum ki 8. ayındaydım. Bu dönemde sürekli saçma sapan rüyalar görüyordum. Ama bir rüya vardı ki, o rüyayı unutacağımı hiç sanmıyorum. Doğum çantam için her şeyi temin etmiştik. Sadece çantaya yerleştirmesi kalmıştı. İşte gördüğüm rüya da onunla ilgiliydi.      Evde yürüyordum ve bir an suyumun geldiğini gördüm. "Suyum geldi. Eyvah şimdi doğum başlayacak. Her şey hazır da valize koyması kaldı. Ne yapsam? Ne yapsam" diye ortalarda dolandım durdum. "Dur. " dedim kendi kendime. "Biraz bekleyeyim de şimdi geçer." diyordum. Daha önce hiç suyum gelmedi ya doğum falan da yapmadığım için, rüyamda bile birazdan geçer diye bekliyorum. Ben, ne yapsam ne etsem diye dolanıp, dururken birden bir telefon çaldı. Tam rüyamın en heyecanlı yerinde biri arıyordu. Zamanlamanız muhteşemdi gerçekten. Ne güzel, belki o an doğum yapacaktım. Bir doğum yaptırmadılar ya gönül rahatlığıyla.      Neyse, sonuç olarak ilk doğumu rüyam

      Merhaba, bugünkü yazımda   hamilelikte vücutta görülen   değişimlerden bahsedeceğim.           Hamilelik ve doğum, hayatınızda bir   dönüm noktası sayılabilir. Daha düne   kadar anne-babadan harçlık alırken,   bugün doğum sonunda bir bakmışsınız   ki kendiniz anne oluvermişsiniz ve   eşiniz de baba. İlk ve en önemli   değişimlerden biri budur. Gelelim diğer  fiziksel değişimlere.      Hamilelik süreci zorlu bir süreçtir.   İlk öğrendiğinizde, bebeği kucağınıza   alabilmeniz için 9 ay beklemeniz   gerekecek. Bu süreçte bebeğiniz için   hazırlıklar yapacaksınız. Sadece siz   değil, vücudunuz da doğacak bebeğiniz   için hazırlıklar yapacak. Tabii bu   hazırlıklar, fiziksel ve duygusal olarak   değişimlere neden olur.                Genel Değişiklikler      •İlk olarak hepinizin de bildiği üzere   kilo artışı olur. Bebeğiniz, karnınızda   büyüdükçe sizin de kilonuz günden   güne artar. Gebeliğin sonuna   gelindiğinde, 11 ile 14 kilo arasında   kilo almış olmanız

           Bu fotoğrafta görmüş olduğunuz   benim,  düğüne gidecekken şişen ayaklarım.   Gelin  şimdi bu fotoğrafın hikâyesini sizinle   paylaşayım.      Hamileliğimin 6. ayına gelmiştim. O   zaman daha hâlâ Manisa'daydık.   Memlekete taşınmamıştık. Çok yakın   bir akrabamızın  düğünü vardı ve eşimle   benim de katılmamız gerekiyordu. Otobüs   yolculuğuydu ve aslında çok da uzak değildi.  4-5 saatlik bir yere gidecektik.       Öğlen saatlerinde hazırlanıp, evden   çıktık. Düğün akşamaydı.  Aslında   evden çıkarken, hiçte öyle değildi   ayaklarımın görüntüsü. Normalde hep   spor ayakkabı giydiğimden,   ayaklarımın şişebileceğini ve boğum   boğum olabileceğini hiç düşünmedim.   Eşim birkaç gün önceden demişti ama   evden çıkarken şiş olmadığı için, ben de  ihtimal vermedim açıkçası.       Yolculuğun benim için bir mahsuru   olup  olmadığını doktora sordum. O da,  gidebileceğimi ancak iki saatte bir   mutlaka 10-15 dakika yürüyüş   yapmamı, biraz hareket et

     Merhabalar, bugünkü yazımda her   derde deva olan, faydaları saymakla   bitmeyen, alternatif tıbbın mucizesi bir   yağdan bahsetmek istiyorum. Bu yağ:   Hindistan cevizi yağı. Şimdi faydalarını  sayabileceğim kadar saymaya   çalışacağım.      ▪Ayak mantarı, vücut mantarı ve saç   derisinde oluşan mantarı yani vücudun  herhangi bir yerinde oluşan mantarı   Hindistan cevizi yağı yok eder.      ▪Özellikle biz kadınlar için baş belası   olan selülitlerin oluşumunu engeller,   var olanın görünümünü iyileştirir.      ▪Cilt lekelerinin ve kırışıklıkların   görünümünü azaltır.          ▪Enerjinizi çikolataya, şekere gerek   kalmadan doğal olarak yükseltir.      ▪Beynin sağlıklı bir şekilde   çalışabilmesi için önemli rol oynar.   Alzheimer hastalığını önler ve hafızayı   güçlendirir.      ▪Kalp-damar sağlığını koruyarak,   kolesterolü dengeler.      ▪Vücudumuzdaki fazla yağlar   malum  hepimizin düşmanı. Hindistan   cevizi yağı bu düşmana karşı savaş   açarak, fazla yağ

     Hamilelik şu hayattaki belki en   kutsal, en güzel durumlardan biridir.   Karnında bir can taşırsın ve bu can   senin kanınla, canınla beslenir. Daha   doğmadan, onun varlığını ilk   öğrendiğin günden itibaren, kalbinde   ona karşı sonsuz bir sevgi beslersin.   "Bir an önce doğsa da kucağıma alıp,   sevsem. Bana sırdaş, arkadaş olsa."   diye düşünür, doğacağı günü özlemle   beklersin.      Hamileliğin süresince   çevrendekilerin sana karşı tutumu da   değişir. Seni hep el üstünde tutmak   isterler. Çevrende "Sen bir şey yapma;   otur, dinlen. Ben yaparım." diyenler   oldukça fazladır. Sağda solda,   televizyonda falan bir şey görürsün ve   onu sana temin etmek için seferber   olurlar.      Hamileliğim gerçekten çok rahat bir    şekilde geçti. Öyle ki ilk 4 ay hamile   olduğumu anlamadım bile. Bulantı,   kokuya karşı hassasiyet hiçbirini   yaşamadım. Sonraki zamanlarda   biraz  aşermem oldu ama o kadar da olsun   artık.      Hamileliğimin başlarındayken

      Ben yazmayı sevdiğim kadar kitap   okumayı da sevdiğim için, evimde bir   yığın kitabım var. Öyle ki kendime evin   belli başlı köşelerinde, kitap okuma   köşesi oluşturuyorum.       Kitap ve benzeri şeylere ilgim olması,  kızıma 6 aylık hamileyken, ona çok çok  güzel bir kitap alma isteği oluşturdu.   Henüz doğumuna 3 ay daha olmasına   rağmen, daha fazla dayanamayıp,   eşime "Hadi kızımıza kitap alalım."   dedim. O da "Doğmamış bebeğe ne   kitabı?" diye şaşırdı. Ben de "Olsun ne   olacak ki? Şimdiden kitaplarla haşır   neşir olmaya alışsın. Ağaç yaşken   eğilir. İleride bir gün büyüdüğünde, ilk   kitabını ne zaman aldığımızı anlatırız."  dedim. Sonrasında ise hemen   hazırlanıp, kendimizi bir kitap   mağazasından içeri girerken bulduk.       Orada çalışan uzun boylu, zayıf, genç  adam "Buyrun, hoşgeldiniz. Size nasıl   yardımcı olabilirim." gibi şeyler   söyledi. "Çocuk için kitap alacaktık var   mı?" dedik. " T