Minik Prensesim 1 Yaşında



     Herkese merhaba. Başlıktan da anlaşılacağı üzere bugün benim minik prensesim 1 yaşına girdi. Karmaşık duygular içerisindeyim açıkçası. Hem çok mutluyum, hem de hüzünlendim. Koskoca 1 yıl nasıl ve ne çabuk geçti, hiç anlayamadım. Ben bunları yazarken, prensesim yürütecini gezdiriyor. 'Şimdiye kadar o beni taşıdı, biraz da ben onu taşıyayım.' diye düşündü sanırım... 😁 

     Doğum gününü henüz kutlamadık. Ay sonunda kutlayacağız sanırım. Çok farklı şeyler düşünüyordum, doğum günü konusunda. Ama maalesef evdeki hesabımız çarşıya uymadığı için planlarımız hep değişti. Olsun, bakalım nasıl geçecek doğum günümüz? Kutladığımızda yazacağım yine. Asya bugün tam 1 yaşında... Önce biraz doğumumu anlatayım, sonra da küçük hanımın neler yapabildiğinden bahsedeyim sizlere...

     Geçen sene perşembe sabahı 09.28'de dünyaya gözlerini açmıştı Asya. Boyu ve kilosu normaldi ancak gözüme o kadar minicik ve masum gözüküyordu ki, kucağıma almaya cesaret edememiştim. İncitmekten, zarar vermekten korkmuştum... Sanırım ilk kez yeni doğmuş bir bebeği kucağıma almış,o mis kokusunu içime çekmiştim... Evlat kokusu dedikleri şey bu olmalıydı, huzur veriyordu insana...

     Kucağıma aldığımda çok merak etmiştim. Ellerini, ayaklarını, parmaklarını, yüzünü uzun uzun inceledim... Doğduğunda bana çok benziyordu, oradaki herkes de bana benzetti. Çok sevinmiştim, çünkü bana benzemesini çok istiyordum. Ama birkaç ay sonra babasına benzemeye başlamıştı. Eşim de adeta gururlanıyordu, Asya kendisine benziyor diye... 😁 Günler ve aylar geçtikçe Asya hem büyüyor, hem de değişmeye devam ediyordu. Şimdilerde biraz babaannesini andırıyor. Daha çoooookk değişecekmiş, bakalım en son kime benzeyecek? 'Bütün kız çocukları, en sonunda annesine benzer.' diye bir şey okumuştum ama dur bakalım, bekleyip göreceğiz...

     Yazdıklarımı okuyorum da benden iyi roman yazarı olurmuş he... Roman üslubunda anlatmışım. İleride belki roman da yazarım, fena mı olur sanki? 😁 Neyse, konu yine fazlasıyla dağıldı. Şimdi gelelim Asya'nın becerilerine...

     İlk olarak söyleyebildiği kelimelere değinmek istiyorum. Baba, anne, mama ve gel diyebiliyor... Acıktığında 'mama, mama' diye ağlıyor. Çoğunlukla baba diyor ve nadiren de olsa anne diyor. Daha bir milyon tane şey söylüyor da henüz anlayamıyoruz...

     8 tane dişi var. Uzun zamandır diş bekliyoruz da henüz gelen giden yok. Parmağı hep ağzında ve sürekli salyası akıyor...

     Artık ellerini tamamen keşfetti ve istediği şeyleri eliyle gösteriyor. Önceden eliyle gel yapıyordu ama artık yapmıyor. El sallıyor, bay bay yapıyor. Henüz tam olarak yürüyemese de emekleyerek ve eliyle tutuna tutuna gitmek istediği her yere gidebiliyor. Meyve yemeyi çok seviyor. Başkasının tutmasını değil de kendi elleriyle tutup, üstünü başını batıra batıra yemeye bayılıyor...

     Daha birçok şey var da gün bitmeden yazımı yayınlamak istiyorum. O yüzden şimdilik bu kadar yetiversin. Bir yandan da Asya ile uğraşıyorum, bana engel olmaya çalışıyor. Kaç saattir bir yazıyı bitiremedim valla. Düşünün ne zorluklarla yazı yazmaya çalıştığımı... 😂

     Yazımın sonuna gelirken büyüklerimin ellerinden, küçüklerimin gözlerinden öper, yaşıtlarımı selamlarım... Neden böyle bir son yazdığımı ben de bilmiyorum ama olsun farklı olmak güzeldir... Neyse, yazımı burada bitiriyorum. Bir sonraki yazıma kadar hoşçakalın. Ayrıca yazmamı istediğiniz konular olursa, yorumlarda belirtirseniz sevinirim. Hiç sanmıyorum yazacağınızı ama olsundu, umut etmek güzeldi... 😁

     Son kez neyse...
   
     Hoşçakalın...

     Takipte kalın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bebeğim Kaç Haftalıktı?

Doğum Çantasında Olması Gerekenler

Sancısız Doğum Mu Olurmuş?