Hamileliğim Ve Sultanlığım


     Hamilelik şu hayattaki belki en   kutsal, en güzel durumlardan biridir.   Karnında bir can taşırsın ve bu can   senin kanınla, canınla beslenir. Daha   doğmadan, onun varlığını ilk   öğrendiğin günden itibaren, kalbinde   ona karşı sonsuz bir sevgi beslersin.   "Bir an önce doğsa da kucağıma alıp,   sevsem. Bana sırdaş, arkadaş olsa."   diye düşünür, doğacağı günü özlemle   beklersin.

     Hamileliğin süresince   çevrendekilerin sana karşı tutumu da   değişir. Seni hep el üstünde tutmak   isterler. Çevrende "Sen bir şey yapma;   otur, dinlen. Ben yaparım." diyenler   oldukça fazladır. Sağda solda,   televizyonda falan bir şey görürsün ve   onu sana temin etmek için seferber   olurlar.

     Hamileliğim gerçekten çok rahat bir    şekilde geçti. Öyle ki ilk 4 ay hamile   olduğumu anlamadım bile. Bulantı,   kokuya karşı hassasiyet hiçbirini   yaşamadım. Sonraki zamanlarda   biraz aşermem oldu ama o kadar da olsun   artık.

     Hamileliğimin başlarındayken
 Manisa'da ikamet ediyorduk. Doğuma   birkaç ay kala memleketimize taşındık.
 Kayınvalidem ve diğer büyüklerimiz   hepsi memleketteydi ve bebeğimiz   doğduğunda bize yardımcı olabilmeleri
 için memlekete geldik.

     Eşya taşıma, temizlik, yolculuk   derken yorucu günler geçirdik Tabii bu   süreçte hamilelik benim için bir   avantaj oldu ve ben avantajımı sonuna   kadar kullandım. Kimse elimi hiçbir   şeye sürdürmedi ve her şeyi kendileri   hallettiler. Hamilelik güzeldi, özeldi...   Kendimi iyi hissetmemi sağlıyorlardı.   Bu nedenle hamileliğimin bitmesini hiç   istemedim.

     Bir gün, bir eğlence vardı. Çok   kalabalıktı ve güreş müsabakası falan   da olacaktı. Bizim buralar küçük bir   yer olduğu için, bu tür etkinlikler yılda   1 veya 2 kez olur, olduğunda da   kaçırılmaz, mutlaka herkes katılırdı.   Bu tür etkinlikler yiyeceksiz olmaz, illâ   ki ekmek arası bir şeyler olurdu. Biz   henüz yiyecek almamıştık ama bana   yiyeceğim gelmişti, biraz uzak akraba   sayılabilecek kişilerden. Kalabalık bir   ortam olduğu için, herkesin sandalyesi   yoktu ve birçok kişi çimenlere   oturmuştu. Ben de çimenlere   oturanlardandım. Tanımadığımız   kişiler sandalyesinden kalktığında,   yanımdakiler benim sandalyeye   oturmamı söylüyorlardı. Bunu   söyleyenler benden daha büyüktü ve   büyükler bile çimenlerde otururken,   ben de sandalyeye oturmak istemedim   açıkçası. O gün öylece geçti ve o gün bir
 kez daha anladım ki hamilelik   gerçekten çok güzeldi.

     Bu yazımı da burada bitirmeden   önce, isteyen herkesin evlat sahibi   olmasını temenni ederim.

      Takipte kalın...

     Hoşçakalın...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bebeğim Kaç Haftalıktı?

Doğum Çantasında Olması Gerekenler

Sancısız Doğum Mu Olurmuş?